Derde Diyet lyrics

[Verse 1; Habitat]
Her tarafta kasvet
Her tarafta kasvet
Bak, elinde nokta buldu; tek sıkkınlık haysiyet
İsterim ki arsiyet, çok kolay bulunsun
Bedduaların, duaların da hep bozulsun
Sahtekâr bu dakikalar mı sahi tek çözüm?
Artı daha da zıvanadan çıkansa; yetti kördüğüm
Korkarım ki lazım, nerede taşlı kaldırım?
Çünkü zorda kaldı; bin mitap ayıplarım
Oksijen, ciğerlerimde hem de yerli kısmet
Çünkü çektiğin nefes, en beter cenabet
Sicili kirli dosyalar, bak sonunda yandılar
Külleriyle dardalar, son durakta noktalar

[Verse 2; Arıza]
Mahmur bir sabah, o da ışık arar
Işıktan kaçır gözleri, neye yarar?
Uyku zehir olma, sinir oldu fazla
Daha fazla sinir olmadan haydi gazla
Yoktu bir fayda, sıkıntı bende banyoda
Yüzü yıkadım bеlki rahatlamak umudumda
İstediğimde aldığımda gördüğüm tek şеy
Yalnız benim arkadaşım, aynadaki tek şey
Her gün aynı duvarlarla kavga etmek
Her gün aynı insanı görüp hâline sövmek
Yeter artık, buna son vermek gerek
Duvardaki resmi alıp maziye dek dövm-
[Nakarat; Habitat]
Ah, bu yankılar… Ah, bu yankılarda kaldılar
Ah, bu yankılarla kahramanca çıldıranlar
Sanki zıvanadan çıkan ferdi bol sonunda
Derde bol diyet, ferde durmadan siyaset

[Verse 3; Kalemdar]
Hüsrana amatörlerinde, her birine bir nasret
Ölümsüzlük uğrunaydı, her birine bin ceset
Dumanla kaplı olan yerde kanlı yolları
Dert getirdi sadece, tam yanımda kaldı
Kandıran ki efkâr ekti yine kahrını
Âcizane sözlerinse burada artık battı
Akan kanlarında ışık tuttu gözleri
Ve meydan ortasında babamın yüzleri
Onların suratları sanki bembeyaz
Kalp atışların için, haydi burada durma yaz
Ölmek için doğan sahte zanlı mahlûkat
Sonuncu nefesim olsun işlediğim kabahat

[Verse 4; Lazra]
Darda kaldı hasmım, dertte ben de vardım
Ölmek isteyen bir kimse, orada ölüm zarfların
Zarfın içinde birkaç samimi fotoğraf
Fark edersin, hepsi sahte; şimdi ölmeyip de ne yap?
Çile çekme kafası, tanıdık o suratlar
Bol çiçekte bir bahçe, sapıttıkça sapıtırlar
Mapus dallarında volta atmak çok kolay
Olay olansa sağduyumla havlu atmamak
Burnundan gelenleri burnuna sokanlar
Sabrın yetmediği yerde selâmete başvururlar
Hüsrana uğradığımda elinden tutarlar
İşlerini görmediğinde sırtından vururlar
[Nakarat; Habitat]
Ah, bu yankılar… Ah, bu yankılarda kaldılar
Ah, bu yankılarla kahramanca çıldıranlar
Sanki zıvanadan çıkan ferdi bol sonunda
Derde bol diyet, ferde durmadan siyaset